RAMAZANIN ARDINDAN - PROF.DR. M.SALİH GEÇİT

RAMAZANIN ARDINDAN - PROF.DR. M.SALİH GEÇİT

Narinkale Gazetesi

Prof.Dr. M.Salih GEÇİT İ.Ç. Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı

İslam ümmeti olarak geçen üç ay içerisinde Regaip kandilini, Mirac Gecesini, Beraat Kandilini, mübarek Ramazan ayını, Kadir Gecesini ve Ramazan Bayramını idrak ettik. 

Bu süre içerisinde zaman mefhumunu kendimiz için fırsat bilerek vaktimizi dünyamızı ve ahiretimizi kazanmanın vesilesi yaptık. Bir taraftan dünyevi işimizi yaparak ailemizin ve evladu iyalimizin nafakasını temin ederken, gelecekle ilgili plan ve projelerimizi tatbik ve tanzim ederken, diğer taraftan asıl geleceğimiz ve varacağımız yerimiz olan ahiret hayatımızın mutluluğu ve selameti için ibadetlerimizi eda ettik, maneviyat dünyasının basamaklarını teker teker attık...

Bu sene artık başka bir Ramazan ve adı geçen kandil yaşamayacağız. Gelecek seneye kadar bekleyeceğiz. İşte her kim bu fırsatı iyi değerlendirdiyse ne mutlu ona!... 

Her kim ki tembellik yaptıysa ve bu yüce fırsatı kaçırdıysa kendine yazık etmiştir. Cenab-ı Hakk’ın Kur’an’daki ilahi ifadesiyle söylersek "Muhakkak ki nefsini arındıran kurtuldu. Nefsinin vesveselerine kendini kaptıran da zarar etmiştir.!" Dünya hayatı da böyle değil midir? Bazen karlı ve kazancı büyük ticaretler fırsat gibi gelir. Belirli vakitlerde bu fırsatları değerlendirenler ülkenin en zenginleri olurlar. Ama fırsatı kaçıranlar ömür boyu bu fırsatı yakalayamaz ve fakir, yoksul olarak yaşamını idame etmek zorunda kalırlar... 

İşte insanın manevi yaşamı da böyledir. Düşünce fakirleri ve maneviyat yoksulları manevi fırsatları değerlendiremedikleri için fırsatı kaçırırlar ve hep zarar ederler. Ama birçok Müslüman da zamanını iyi değerlendirir, ibadetlerini eda eder, fırsat zamanlarında duasını ve niyazını iyi yapar, yardımını ve infakını hayır ve hasenatını esirgemez, dini sorumluluklarını dünyevi işleriyle birlikte yerli yerinde yürütür. Böylece hem dünyasını, hem de ahiretini kazanmış olur. Zaten namazlarımızda otururken her Ettehiyyet Duasından sonra "Rabbena Atina fi’d-Dünya Haseneten ve fi’l-ahireti Haseneten" yani "Ey Rabbimiz, bizlere dünyada iyilik ve güzellik ver. Ahirette de iyilik ve güzellik ver!" diyen bir ümmet değil miyiz?

Geçen geçmiştir. Yapılan ameller ve eda edilen ibadetler de kayda alınmıştır. Levh-i mahfuz, en kaliteli gizli kameralardan ve en stratejik radarlardan daha hassas ve titizdir. Yapılanları ve yapılmayanları kaydetmiştir. O zaman durumu yeniden fırsata çevirme derdine düşmeliyiz. Yapılanları arttırma ve yapılmayanları telafi etme imkanımız da vardır. Bu imkanı da kaçırmayalım. Geçen Ramazanda namaz kılmayanlar tez elden hemen namaza başlamalı, Allah’ın kendisine nimet olarak bağışladığı bedeninin şükrünü eda etmeli. Orucunu tutmayanlar derhal orucunu kaza etmeye başlamalıdır. Fitre ve zekatını içinde yaşadığı toplumun yoksullarına çok görenler, bu toplumun hakkını iade etmelidir, Allah’ın malına sahip çıkmamalı, onun malını onun isteğine uygun kullanmalıdır... Ve her kes bir gün levh-i mahfuz gerçeği ile karşılaşacağını düşünmelidir.

Ayrıca, bu Ramazan ayında açları doyuranlar, fakir ve yoksulları sevindirenler, yetimlere üç beş kuruş harçlık verenler, evi yıkık olanların evini tamir edenler, evinde unu olmayanlara gıdasını verenler, bir Müslüman kardeşine iftar açtıranlar, sizler de gözünüzü Allah’ın rahmetine dikin, onun rızasını talep etmeye devam edin. Namaz kılanlar, oruç tutanlar, zekat verenler, ibadetlerini eda edenler, devam edin. İbadete ara vermeyin. Hz. Peygamber Efendimizin şu hadisini unutmayalım: "İbadetin en iyisi en çok devam edenidir!"

Ramazan Bayramının İlçemiz, Ülkemiz, İslam Alemi ve Tüm İnsanlık için hayırlara vesile olması, akan kanların durması ve yaşanan ızdırapların nihayetine vesile olması dileklerimle!..