Erhan BAYDAR


17 Ağustos 1999 Marmara Depremi..

Bölgemizin de fay hattında olduğu dikkate alınarak, yapı kalitesi ile sağlam yapılar ve yaşanabilir güvenli şehirler inşa etmek gayretinde olmalıyız.


Türkiye, 21 yıl önce, 17 Ağustos 1999’da İstanbul, Gölcük, Yalova, Kocaeli başta olmak üzere Marmara Bölgesinde 7.4 şiddetinde olduğu bildirilen büyük ve sonucu acı bir deprem yaşadı.

Büyük Marmara depreminde 17 bin 480 kişi hayatını kaybetti. 23 bin 781 yaralandı, 505 sakat ve 285 bin 211 konut büyük hasar gördü.

Aradan geçen 21 yıl içinde Allah korusun 1999 depremi gibi olmasa da çok depremler oldu olmaya da devam edecektir.

Her gündeme gelişinde uzmanların Deprem değerlendirmesi her an hazırlıklı olunması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.

Daha 12 Ağustos 2020 günü Doğubayazıt Iğdır arasında meydana gelen 4.4 şiddetindeki depremle sarsıldık. Akıllara sağlıksız yapılar geldi..

Bu ne ilk, nede son olacaktır. Bu depremlerden ders ve korunmak amaçlı tedbirler alınması gerekir. “Deprem değil, tedbirsizlik öldürür.”  Tedbirlerin başında ise sağlam binaların inşası gelir.

Gerçi 1999 İstanbul depremi sonrası yapılarda mühendislik, beton kalitesi ve donatı anlamında güvenli binalar yapıldığı söylenebilir.

Ancak, 1999 öncesi yapıların çoğunlukta oluşu ve sonrasında da ders alınmadan devam eden bazı yapılar bütün Türkiye’de her an olası depremlerde sıkıntının olacağı korkusu yaratmaya yetmektedir.

O bakımdan, Sağlıklı yeni kentlerin oluşması için Kentsel dönüşüm projelerini hızlandırmak gerekir. Bazı kentlerde bu konuda yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Ekonomik açıdan çok kolay olmamakla birlikte, zaman kaybetmeden bir an önce uygulanması gereken en önemli projelerden biridir Kentsel Dönüşüm..

Özellikle, inşaat teknolojisi ile hiç ilgisi olmayan çoğunluğunu derme çatma binaların oluşturduğu kentlerin, devlet desteği alarak dönüşüm projelerini uygulamada acele etmesi gerekir.

Dönüşüme girmeyecek mevcut eski binalar ise mutlaka incelenerek sağlam olduklarına dair güvenilir raporlar alınmalıdır.

Devamlı vurguladığımız bir diğer önemli husus, bina tadilatlarındaki keyfilik.. Binalarda, yapılan tadilatlar kontrol altına alınmalı, her isteyen istediği gibi binalarda değişiklik yapmaya gitmemelidir. Tadilat adı altında binalarda kolonları kıran, taşıyıcı sistemleri tahrip eden anlayışın, yani kolay bina tadilatları ile sağlıklı binaları bile tahrip eden bu tür yanlışların ceza yaptırımı olmalıdır.

Bölgemizin de fay hattında olduğu dikkate alınarak, yapı kalitesi ile sağlam yapılar ve yaşanabilir güvenli şehirler inşa etmek gayretinde olmalıyız.

Her felaketten çıkarılacak bir ders olduğu gibi Her Depremden de çıkarılan dersler olmuştur. O nedenle, Depremler her an olabilir. Önemli olan bu yaşananlardan ibret alarak, ihmallere mahal vermeden tedbirli olmaktır…

Deprem gerçeğini bilerek tedbirli olalım ve bir daha böyle bir acı yaşamayalım.

Tedbir aldıktan sonra tevekkül edelim; takdir Allah’ındır. –Erhan BAYDAR-