Eş seçimi vakti gelmiş her insanın ilgi duyması gereken önemli husulardan biri olup, ömrünün geri kalmış kısmını huzurlu geçirmesi ve ahiret yurduna hazırlanmasında büyük destek alacağı kişiyi seçmesidir.
Nasılki, huyu bozuk erkeğin, yuvasına göstermesi gereken alakadan mahrum kalması, o yuvanın temeline dinamit döşemesi gibiyse, bu erkeğin, manevi yapısı ve yaşam tarzı İslam ile şekillenmeyişi kadının gerekli dirayeti göstermemesi halinde, dünya ahir hayatınında, felaketlerle sonlanacağını anlamak güç değildir.
Gerekli dirayete sahip olan, İstisna kişililerdeki bu azim ve göstermiş oldukları irade, takvada ne derece yol kattıklarının düşünülmesi dahi abestir. Buna örnek olarak Hz. Rabia’nın hayatından sadece bir kesiti, iradenin takva kapılarını sonuna dek açtığının kanıtıdır..
“Yaşım geldi birini bulsam da evlensem”
Sözünü her birimiz söylemişizdir.
Kişinin yaşam tarzı veya hayat perspektifi hangi yönde ise, eş seçimide hangi yönde olacağı netlik kazanır.
Maneviyatı ve aile yapısı İslam ile yoğrulan, fikirlerinin tümünde, sünneti seniye ye uygunluk ön planda olan birinin, arayacağı eşte bu yönde biri olacaktır. Takva ehli olan yada en basitinden dinini “kırık dökük” yaşayan birinin, örf adet ve dini vecibelerden habersiz bir insanla evlenmesi, ne derece garipliklerle doluysa, bayanında bu şekilde evlenmesi, hatalı eş seçiminde, büyük yanlışlıklar doğura bilmektedir.
Evliliğin böyle olması Halinde, kişilik çatışmasının ileride daha fena hal almaması için, eşler bir birine, bilerek yada gayri ihtiyari benzeye bilirler.
Yada zoraki benzetilmek istenirler
Bu gibi durumlarda itikadı bozuk erkeğin baskın çıktığı sıklıkla görülüyor.
“Adı evlilik olsun diye” kültür ve fikir çatışmasına girmesi, iki tarafın birinin mağlup olması demektir.
“Üzüm üzüme baka baka kararır” tabiri buna uygunsada, temennimiz “karartan üzüm” iyi huylu ve itikadı sağlam eş olmasıdır.
………………..
Diğer bir hususta şudur..
Dilerseniz ayetle başlayıp devam edelim..
“Kötü kadınlar ve kötü sözler, kötü erkeklere; kötü erkekler, kötü kadınlara ve kötü sözlere; temiz kadınlar ve temiz kelimeler ise temiz erkeklere; temiz erkekler de temiz kadınlara ve temiz sözlere yakışır. Bu temiz insanlar, o iftiracıların dedikodularından berîdirler, onlara mağfiret, değerli ve büyük bir nasip vardır.” (Nur 26)
Ayette belirtildiği gibi, iyilerin dengi iyiler kötülerin dengi ise kötülerdir..
İyi bir erkeğe kötü kadının yakışmadığı gibi, iyi bir bayanada hayasız erkek yakışmaz.
“Bir delikanlı düşünün ki Allah’ın ortaya koyduğu temizlik anlayışından uzak hayat yaşıyor. İstediği yerlerde istediği kimselerle düşüp kalkıyor. Toplumun yasallaştırdığı pis yerlerde iffetsiz bir hayat sürüyor.
Nihayet evlenme vakti geldiği zaman da, kendisine eş olarak, İffetli ve namuslu eş arıyor, üstelik ahlaksızlıklarına evlik sonrası devam ediyor.”
Peki, aynı şeyler kadınlar içinde mümkünmü?
Elbette hayır,
Nikâh dışı birlikte olup, her türlü reziliği yaşayan bayanlar bir kenara
Toplumda yer etmiş, hurafeleştirilirmiş anlayışımıza göre;
Nişanlı olduktan sonra ayrılan bayan veya evliyken boşanmış kadın ile evlenmek ne derece hor karşılandığı aşikardır..
Kesinlikle uygun değildir !!
Kadın için bu böyle iken,
Erkek için aynı şey maalesef geçerli değildir.
Erkeğin yaptığı edepsizlikleri, “çapkınlık-gençlik” deyip geçiştiren toplumumuz,
Kadınların, İslam literatüründe yer alan “boşanma”sını dahi kaldıramamaktadır.
Özelikle erkeklerin eş seçiminde “temiz, edepli, itikat sahibi” olmasına dikkat etmeleri, kendilerince doğru olsa dahi, yaptıkları büyük haksızlık, hakka tecavüz etmektir.
Evlilik öncesinde
O erkeğin kendisi gibi bir bayanı almayacağı bir gerçekse,
istediği bayanın özeliklerini, benliğine işlemeside, doğru olanıdır.
Eş seçmekte dikkat edildiği kadar olmasada, bir nebze öz eleştiri yapılmalı, istediği kişinin özelliklerine kendiside vakıf olmalıdır.
Hanımının temiz olmasını isteyen erkek kendisi de temiz olmak zorunda, Kocasının temiz olmasını isteyen kadında temiz olmak zorundadır.
Kişinin Allah’a ihaneti,
kendisine ihaneti,
azalarına ihaneti,
kocasına, hanımına ihaneti…
ihanetlerin her türlüsü ortada iken, karşıdakinin ter temiz olması için mücadele edilmesi hiçbir mezhep sınırlarında değildir.
Bayan ve erkeklerin bir birlerinin dengi olması, bil hassa edep ve inanç dairesinde değerlendirilmeli, nefis tamamıyla bertaraf edilmelidir.
Şahit olduğumuz insanların ortak özelliklerinde, bayanın güzelliği, yada erkeğin zenginliği gibi, nefsi referanslarla yapılmış seçimlerin sonucu, pekte iç açıcı değildir.
Dünya hayatı zevk sefayla gayet hoş bir anlam kazandığını düşünürken, ahireti maf etmenin eşiğine gelinmesi ihtimali yüksektir.
Eşler bir birlerinin Dünya ve ahretlerini kurtarmalarında yardımcı olacak kapasitede olmalı,
Kaderin cilvesine razı olacak, darda ve yoklukta, hastalık ve cefa da, vefa göstermelidirler,
Biri iyiyken diğeri kötü olmak yerine iki tarafında iyilikte yarışmaları,
Yuva’yı cennet bahçesine çevirmekte gayret etmeli, Dünya tarlasında ektiğimiz mahsullerin bekçisi, sadık, güvenilir, emin ve imanlı Eşin olmasıdır..
Vesselam...
Eş Seçiminde Tavsiyeler
Evliliğin huzur içinde geçmesinde eşlerin inancanın, yaşayışının örf ve âdetinin önemi büyüktür. Bunun için eş seçiminde çok tiziz davranmalı, kılı kırk yarmalıdır. Aksi takdirde, ileride ayrılıklara; çocukların ve ailenin perişanlığına sebep olur. Ayrılık olmasa bile bütün hayat sıkıntı, üzüntü içinde geçer. Evlilikte aranacak belli başlı özellikler şunlardır:
1- Eşler düzgün bir inanca, Ehlisünnet inancına sahip olmalıdır.
2- Eşler dindar olmalı, inandığı gibi yaşamalı. Beş vakit namazını kılmalı, haramlardan kaçmalı, farzları eksiksiz yerine getirmeli. Kadın dinimizin emrettiği gibi örtülü olmalı.
"Bir kimse, bir kadını malı, güzelliği için almış olsa, hem malından, hem de güzelliğinden mahrum kalır" buyurmuştur. Salih, dindar kimse ile evlenirken fakirlikten korkmamalı. Çünkü Allah-ü Teâlâ, “Eğer fakir iseler, Allah onları, (evlenmeleri sayesinde) fazlı ile zengin yapar” buyuruyor. (Nur 32)
3- Kadın ev hanımı olmalı. Ev hanımı olmayan kadının, kocasına, çocuklarına karşı yapması gereken görevini tam yapması mümkün değilidir. Bu da ailedeki huzuru bozar. Ayrıca gününüzde kadının haram işlemeden çalışması mümkün değildir.
4- Kadın, ev işlerini çevirecek kadar; yemek yapmasını, ev işlerini, dikiş işlerini bilmeli. Peygamber efendimiz kadının bunları bilmesini tavsiye buyurmuktadır:
“Allah-ü Teâlâ’nın farz kıldığını yapmaktan ve kocasına itaattan sonra kadınlar için, yün eğirmekten, iplik bükmekten üstün iş yoktur. Bir saat yün eğirmek, iplik bükmek veya dokumak, kadınlar için bir yıl ibâdet etmekten daha sevaptır. Dokudukları her iplik için amel defterlerine bir şehid sevabı yazılır.” (Riyadün nasihın)
5- Kadın, aile, çocuk eğitimi ve ev ekonomisinde kültürlü, eğitimli olmalı. Bu da ancak kültürlü bir aileden, anne babadan ve çevreden öğrenilir. Kadın için başka, tahsile, öğrenime ihtiyaç yoktur; bunlar ailenin huzurunu bozar. Dinimizde, kadın erkek herkese ilim öğrenmek farz. Fakat bu, bildiğimiz fizik kimse, edebiyet, tarih ilmi değil; bilinmesi zaruri olan, iman, ibadet bilgileridir. İmam-ı Gazali hazretleri Kimya-ı saadette böyle bildiriyor.
6- Eşler birbirini seçmede, ana, baba, hala, teyze, kardeş, eş-dost gibi yakınlarından mutlaka istifade etmeli. Bunların tecrübelerinden istifade etmeli. Gençlerin kendi başlarına birbirlerini sağlıklı bir şekilde tanımalarına imkân yoktur. Çünkü gençler akıl ve tecrübe ile değil hisleri ile hareket ederler. Hisler ise insanı her zaman yanıltır. Ayrıca gençler birbirlerine karşı daima maskeli olurlar. Gençek yüzlerini saklarlar.
7- Eşler, güzel ahlak sahibi, iyi huylu olmalıdır. Birbirlerine, büyüklere, yaşlılara saygılı; küçüklere merhametli olmaladır. İyi huylu bir kadın, padişahın başındaki tac gibidir. Kötü kadın ise, ihtiyar kimsenin üzerindeki yük gibidir.
"Ey Rabbimiz! Dünyada da, ahrette de hasene (iyilik) ver" mealindeki ayette geçen haseneden maksat, Hz. Aliye göre, dünyada saliha, iyi huylu kadındır. Dünyada Cehennem azabı, kötü huylu kadınla evlenmektir. Kötü huy ve iffetsizlik ile adı çıkıp, kendini ve kocasını dillere düşürecek kadından kaçınmalıdır. "Gübrelikte biten gülleri koklamayınız!" hadis-i şerifi, sütü bozuk, ahlaksızlarla evlenmeyi yasak etmektedir. Şu üç sıfat kadının iyi olduğuna alamettir:
Güzel huylu olmak, Allah-ü Teâlâdan korkar olmak, kanaatkâr olup, Cenab-ı Hakkın verdiğine razı olmak.
8- Eşler, birbirlerinin dengi olmalıdır. Evlenecek erkeğin eşinin, kendisinden yaş, boy, mal, soy ve tahsilde aşağı olması şart değil ise de iyi olur. Erkek, edepçe, huyda ve takvada kadından üstün olmalıdır.
9- Erkeğin, evinin geçimini sağlayacak bir mesleği, geliri olmalıdır.
10- Kadın çok güzel olmamalı. Güzelliği vasat olmalı. Çoklarının gözü bu kadında olur. Kadın ve çevresi bundan rahatsızlık duyar. Ayrıca kadın güzelliğinden dolayı kibire, gurura kapılır. Kaprisli olur.
Hadis-i şerifte, “Bir kadınla güzelliği için evlenme, güzelliği onu helake sürükleyebilir.” buyuruldu. (İbni Mace)
Aykut Kaya
Bir Yeni Nesil Dergisi