PROF.DR.MEHMET SALİH GEÇİT
Ben, bir dağın yamacında sabırla yetişen bir çınarın gölgesinde büyüdüm. O çınarın adı: Molla Musa Celâlî…
Kulağımda hâlâ çınlayan iki üç sözü var:
"Evladım, artık namaz kılma yaşına geldin, namazını kıl."
Bu sözünü bana söylediğinde ortaokul 2. Sınıfa geçmiştim ve o gün çok etkilendim ve babam namaza başla demeden namaza başlamadığım için mahcup olmuştum.
"Oğlum, sen hak ve hakikati her türlü fedakarlığı göze alarak savun, başkalarının farklı mülahazaları yüzünden çizgini bozma."
Bu sözünü de oryantalist, modernist, ateist, deist kesimlere karşı sosyal medyada yazı yazıp fasit ve sapık iddialarına cevap yazmamı aşırı bir tavır ve müstakbel terfilere engel gören dostlarımın beni kesnisine şikayet etmesi üzerine bana söylemişti!
Bir de vefat ettiği hafta ve entube edildiği gün bana yazdırdığı su söz hala kulağımda:
"Hidayet yolumuz Kuran, Sünnet, İcma, Kıyas yoludur. Bunun dışındaki tüm yollar batıldır."
Bu üç cümle, bir hayat boyu yoldaşım oldu ve olacaktır inşallah!
Medrese eğitimiyle başladığım ilim yolculuğu, İman-Hatip Lisesi, İlahiyat Fakültesi, Diyanet İhtisas Merkezi, Yüksek Lisans ve Doktora ile ikmale uğradı. Bu eğitimlerden sonra fiili hizmetim imamlıkla, ardından vaizlik ve müftülük gibi görevlerle devam etti. 20 senelik Diyanet tecrübesinden sonra 2012 yılından itibaren üniversitede tüm akademik unvanlarla devam etti. Bütün bu eğitim süreçlerinde merhum babam her daim bana rehberlik etmiştir. Onu maddi ve manevi olarak yanımda buldum.
Her adımda halka hizmeti Hakk’a hizmet bildim. Zorluklar gördüm, bazen emeğimin karşılığını göremedim. Ama ne inkisar yaşadım ne de çizgimi değiştirdim. Çünkü hakikat, alkışla değil, sabırla yaşanır.
Bugün İslami İlimler Fakültesi’nde profesör olarak hizmet ediyorum. Görevim sadece ders anlatmak değil; aynı zamanda ahlaklı, dürüst, omurgalı bir neslin inşasına katkı sunmaktır. Akademik çalışmalarımda da bu ilkelerden sapmadan ilerlemeye çalıştım. Kur’an ve Sünnet, sadece okunacak kitap değil hayat rehberim oldu. En büyük şahsiyet rehberim ise, Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)'dir.
Dünya görüşüm nettir:
Omurgasız, çıkarcı, kaypak, yağcı kişileri sevmiyorum; ilkeli, ahlaklı, şerefli ve namuslu insanlara her türlü fedakarlığı yapmaya hazırım.
Amerika ve İsrail’in haydut devlet anlayışı karşısında suskun kalmak da zulme ortak olmaktır. Konuşmalarımda, vaazlarımda, derslerimde bu mesajları herkese vermek benim en kutsi vazifelerimdendir.
Aileme gelince… Ailemin her bir ferdinin her doğru ve faydalı hizmetinin yanındayım. Hatalarını ıslah etme konusunda da yanlarındayım. Çocuklarıma gelince onlar bu dünyada benim her şeyim. Onların tertemiz kalması, doğru yolda olması için elimden geleni yapıyorum. Fakat baskıyla değil; sevgi, anlayış ve örneklikle...
Ümmetime, ülkeme, bölgeye, üniversiteye, Doğubayazıt’a ve Ağrı’ya olan bağlılığım, sadece bir görev değil, bir vefa borcudur. Beni tanımak isteyen bunların hepsini aynı anda göz önünde bulundurursa yanlışa düşmez. Her birisine ayrı ayrı bakan beni tanımama hastalığıyla malul olur.
Ömrümün sonuna kadar resmi veya sivil alanda bu hizmet halkasını daha da büyütmeyi arzularım. Çünkü biz, varlığını hizmetle anlamlı hale getirmeyi arzulayan kullardanız.
İşte bu şuuru, bilinci, ahlakı babam Molla Musa Celâlî'nin terbiyesinde yetişirken edindim.
Bugün herkesin babalar gününü kutladığı bir gün olunca ben de babamın üzerimdeki bu emeklerini hatırlamak istedim.
Yüce Allah tüm imanlı babalara rahmet eylesin, cümlesinin mekanını cennet eylesin.